Farklıyız. Her birimiz, apayrı bir bağlantılar ağının sardığı beynimizin, nasıl olduğunu çözmeye çalıştığımız kontrolündeyiz. Aynı olayları yaşıyor aynı şekilde etkilenmiyoruz. Aynı manzaraya bakıyor aynı şeyi görmüyoruz. Aynı filmde farklı şeyleri hatırlıyor, duyduğumuz sözlere başka anlamlar yüklüyoruz. Aynı yoldan geçiyoruz ama bazımız pembe evi, bazımız balkondaki çamaşırları, bazımız yoldaki bir kuru dalı hatırlıyoruz. Hatta bazımız “hangi yol?” modunda kalakalıyoruz. Nedir bu kadar farklı olan?
Şüphesiz bu merak yeni başlamadı. Gelin hızlı bir tur atalım.
Beyin ve sinirsistemi üzerindeki merak yüzyıllardır devam ediyor ancak 19. Yy.’da, Phineas Gage’in 1848’deki kafa travması ve devamındaki davranış bozuklukları, 1861’de Paul Broca’nın sol frontal lob ve dil ilişkisini göstermesi beyin ve davranış arasındaki ilişkinin anlaşılması ve modern nörobilim çalışmaları için önemli adımlar oldu.
Sonra Luigi Galvani bilgi iletimindeki elektriksel aktivite ile tanıştırdı bizi. 20. yy. başlarında beynimizdeki iletimin başka oyuncularını, nörotransmitterleri keşfettik. 20. yy.’ın ikinci yarısında asıl dönüm noktaları yani bilgisayarlı tomografiler (BT), manyetik rezonans görüntülemeler (MRI), fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemeler (fMRI) hayatımıza girdi ve artık çok daha fazla keşif yapabilir olduk.
Bu kısa turdan sonra bakalım neleri keşfetmişiz;
Nörobilim, insan beyninin çalışma prensiplerini anlamamıza yardımcı olur. Bu sayede, kendi davranışlarımızı ve düşüncelerimizi daha iyi anlamamızı sağlar. Beyin ve sinir sistemi hakkında bilgi sahibi olmak, kendimize dair farkındalığımızı artırır ve hangi durumlarda nasıl tepkiler vereceğimizi tahmin etmemizi sağlar.
Örneğin, nörobilim sayesinde strese nasıl tepki verdiğimizi ve bu tepkilerin nedenlerini daha iyi anlayabiliriz. Ya da sizi strese sokan bir şeyin bir başkasını neden sokmadığını. Kendimizi daha iyi tanıdıkça, daha sağlıklı kararlar alabilir ve yaşam kalitemizi artırabiliriz.
Aynı zamanda nörobilim, başkalarını anlamamızı da kolaylaştırır. Beyin araştırmaları, insanların neden farklı tepkiler verdiğini ve farklı davranışlar sergilediğini açıklamaya yardımcı olur. Empati, insan ilişkilerinde önemli bir rol oynar ve nörobilim bilmek, başkalarının bakış açılarını ve duygusal durumlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Bu da daha iyi iletişim kurmamızı, çatışmaları azaltmamızı ve daha sağlıklı ilişkiler geliştirmemizi sağlar.
Nörobilim aynı zamanda beyin sağlığı ve zihinsel gelişim konularında da önemli bilgiler sunar. Beyin egzersizleri ve zihinsel aktivitelerin beynin plastisitesini yani değişebilirliğini artırdığı bilinmektedir. Nörobilim sayesinde, beyin sağlığını korumak ve zihinsel gelişimimizi desteklemek için hangi aktivitelerin faydalı olduğunu öğrenebiliriz. Örneğin, uyku düzeni, beslenme, stres yönetimi ve meditasyon gibi faktörlerin beyin sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak, daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsememize yardımcı olur. Mesela meditasyon, dua, ibadet, olumlama neden işe yarıyor ya da yaramıyor? Peki bizde ne işe yarar? Nörobilim kişisel keşfimize hizmet eder.
Nörobilim, nörolojik hastalıkların ve psikolojik bozuklukların altında yatan mekanizmaları anlamamıza yardımcı olur. Beyin ve sinir sistemi üzerinde yapılan araştırmalar, Alzheimer, Parkinson, depresyon, anksiyete ve otizm gibi durumlarla ilişkili olan nörolojik ve psikolojik değişiklikleri aydınlatır. Bu, daha iyi teşhis ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine olanak sağlar.
Bir lider nöropsikoloji bilgisini kullanarak çalışanlarının davranışlarını ve motivasyonlarını daha iyi anlayabilir. Bu bilgi liderin bireyleri nasıl motive edeceği, işbirliğini nasıl teşvik edeceğini belirlemesine yardımcı olur.
Nörobilim bilmek dünya siyasetini, sosyolojiyi, toplum psikolojisini, nasıl yönetildiğimizi, nasıl etkilendiğimizi, neleri farkedip nelerin sissice farketmeden bizi etkilediğini anlamanıza yardımcı olur.
Nörobilim bilmek zor zamanları aşmak için bireylerin nelere ihtiyaçları olduğunu, zor zamanlarda ortayan çıkan davranışların altyapısını anlamayı ve bertaraf etmeyi kolaylaştırır.
Daha iyi kararlar alabilmek, problem çözebilme yeteneği nöropsikoloji bilgisi ile gelişir.
Nöropsikoloji bilmeden değişim yönetimi el yordamıyladır ve bir yönetim değildir. Şansa bırakılmış bir aksiyondur.
Nörobilim ve nöropsikoloji bilen bir lider çalışanlarına yaratıcı ortamlar hazırlamayı, ebeveynler çocuklarının hayata daha vizyoner yaklaşabilmesini sağlayabilir.
Nörobilim bilmek bir makinenin nasıl çalıştığını bilmekten ötedir. Bir bozulma ya da aksama olduğunda ne olduğunu ve nasıl düzeleceğini bilmek demektir.
Nörobilim bilmek bir matematik formülünü değil formülün çıkışını bilmektir. Formülün çıkışını biliyorsanız her problemi çözersiniz. Ne sihirli değneklere ne de ezberlere artık gerek yoktur. Nörobilim “neden aynı olmadığımızı” anlamamızı, kabul etmemizi ve tüm farklılıkları kucaklamızı sağlar.